top of page
  • Yazarın fotoğrafıDoç. Dr. Elif TURGUT

Çocuklarda Gelişim ve Fiziksel Aktivite


Gelişim organizmada gözlenen düzenli ve sürekli değişiklerdir (Ulusoy, 2003). Yirminci yüzyıla kadar gelişimi açıklamaya çalışan kuramcılar, kalıtım yani kuşaklar boyu süre gelerek ana-babadan aktarılan özelliklerin, gelişimde en büyük payı yüklendiğine inanıyorlardı. Yapılan çalışmalar sonucunda, gelişimde önemli olanın kalıtımdan çok öğrenme ve çevresel koşulların niteliği olduğunu savunan görüşlerin ortaya çıktı. Öyle ki, o yıllarda adeta gelişimi farklı biçimlerde açıklayan, bir birinden farklı iki grup oluştu (Selçuk, 2001). Bir gruptakilerin görüşüne göre kişinin nasıl bir yetişkin olacağı daha doğmadan önce belirlenmişti. Öteki gruba ise, gelişimde önemli olanın doğuştan gelen özellikler olduğunu kabul etmiyordu. Onlara göre de, doğumdan sonra geçirilen yaşantılar ve çevresel koşullar gelişimin biçimini belirliyordu.

Bugün biliyoruz ki spora katılım ve fiziksel aktivite fiziksel olduğu kadar psiko-sosyal açıdan da gelişimi desteklemektedir. Özellikle fiziksel uygunluğu geliştirmek, motor beceri gelişimini desteklemek amacıyla çocuklarda düzenli ve sağlıklı fiziksel aktivite önerilmektedir (Yücel, 2004). Fiziksel aktivite ve spora katılım çocuklarda öğrenilmiş ön bilgi sağlar ve bu bilgi ile ilgili diğer konulara da destek sağlanır. Literatürde fiziksel aktivite düzeyi ile zeka gelişimi arasında ilişki olduğu raporlanmıştır (ACSM, 2014). Bununla birlikte bireysel ve takım sporları özgüven gelişimi, hedef kurma tecrübesinin gelişmesi, öz disiplin ve muhakeme gelişimi sağlar. Özellikle takım sporlarında kuvvetli ikili ilişkiler kurma tecrübesi kazanan çocuk sosyal açıdan desteklenir ve stres azalır.

Çocuklarda fiziksel aktivite bahsedilen olumlu etkilerinin yanında özellikle de hipokinetik hastalıklardan korunma amacıyla önerilmektedir. 1971 yılından itibaren hız kazanan, çocukluk yaşlarında gözlenen obezite ve bununla ilişkili metabolik sendrom egzersiz ile önlenebilen kronik bir hastalık olarak kabul edilmektedir (Ergun ve Baltacı, 2009).

Çocuklara egzersiz önerilmesinin başlıca amaçları fiziksel gelişim, motor beceri gelişimi, kognitif gelişim ve sosyo-emosyonel gelişim sağlamasıdır. Sporun sosyal etkisini çocukluk ve adölesan dönem için iki konu başlığında incelenebilir. Çocukluk döneminde eğlenceli ve memnun olunan aktivitelerden seçilen üretici olmayan, doğal ve istemli oyun aktivitelerinde aktif katılım sağlanır. Bu durum ailenin fiziksel aktivite görüşünü ve çocuğun hareket alışkınlıklarını belirler. Kısıtlayıcı olmayan ortam motor gelişimi etkiler ve gelecekte spora katılım oranı artar. Adölesan dönemde ise grup sporaları daha önemlidir. Takım sporları ile ilgilenenler grup hedeflerini belirlemede rol alır ve böylece entellektüel gelişimleri desteklenir. Bu dönemde cinsiyet rolü belirlenirken erkekler spora daha kolay adapte olurlar.

Özetle, çocukluk ve gençlik döneminde kazanılan ve yaşam boyu korunan fiziksel sağlık, bedenin en üst kapasitede işlev görmesi için zorunlu görülmektedir. Öte yandan spora katılım ile spor sakatlıklartnın atması çok şaşırtıcı değil. Uygun olmayan spor ekipmanları ve sahalar, fiziksel uygunluğun az olmasının yanı sıra antrenman programındaki problemler spor sakatlıklarına yol açabilir. Bu durumda çocuklar için en ideal fiziksel aktivitenin nasıl olması gerektiği tartışılmalıdır.

Çocuklar için eğitim programları fiziksel egzersiz, takım sporları ve çift-bireysel sporlar ile boş zaman aktivitelerinden oluşur. Uygun fiziksel aktivite seçilirken fizyolojik yaş ve fiziksel uygunluk göz önünde bulundurulmalıdır. Devinimsel olarak gelişim 2-5 yaş arası oyun çocuğu dönemi, 7-14 yaş arası okul çocuğu dönemi, 14-18 yaş arası ergenlik dönemi olarak tanımlanır. Hızlı büyüme kızlarda 9,5- 15 yaş, erkeklerde ise 11-17 yaşları arasında gözlenir. Dolayısıyla, 2-5 yaş arasında önerilen aktiviteler fırlatma, yakalama, koşma, sıçrama aktiviteleri tercih edilir. 6-9 yaş arasında belirli bir mesafeye fırlatma, bir topa vurmak, sporun temel hareketlerine geçiş vardır. 10-12 yaş arasında basketbol, futbol gibi kompleks motor becerilerin gelişeceği aktiviteler önerilmektedir (Ergun ve Baltacı, 2009)

Spor dalının seçiminde fiziksel uygunluk düzeyi göz önünde bulundurulabilir. çocukların sağlıkla ilişkili fiziksel uygunluk düzeyleri esneklik, kassal ve kardiovasküler dayanıklılık, kassal kuvvet ve vücut kompozisyonu ile ilişkili olurken performans özellikleri veya spor için seçilecek yetenek özellikleri ise çeviklik, güç, hız, koordinasyon ve denge ile ilişkilidir. Çocukluk döneminde çocukların birden fazla spor dalına yönlendirilmesi uygundur.

Çocukluk döneminde kuvvet eğitimine adaptasyon meydana gelmediği ve zorlayıcı egzersizlerin apofizeyal yaralanmalara yol açması nedeniyle adölesan döneme kadar kuvvet eğitim programlarında maksimal ağırlık miktarlarının tekrarlayıcı kullanımından kaçınılmalıdır. 8-10 farklı egzersiz 1 veya 2 sette yapılmalı, her sette 8-12 tekrar olmalıdır. Egzersizler arası en az 1-2 dakika istirahat olmalıdır. Çocuklar da yetişkinler gibi fiziksel aktiviteye düzenli olarak en az günde 30 dakika, haftada 3-4 kez katılmalıdırlar (ACSM, 2014).

Ayrıca çocukluk döneminde yüzey alanının az olmasından kaynaklanan ısı regülasyonundaki defisit göz önünde bulundurularak günün sıcak saatlarinde fiziksel aktivite planlanması doğru bir seçim değildir. Çocukların spor esnasında kaybettiği sıvı ve elektrolitlerin muhakkak yerine konması amacıyla bol sıvı tüketmesi önerilebilir (Ergun ve Baltacı, 2009).

Yaralanma olduğu zaman, spora veya aktiviteye özel kıyafet ve koruyucu kullanılmadığı zaman ve ısrarlı devam eden kas ağrısı olduğu zaman spora zorlanmamalıdır.

Tüm çocukların ve kendini çocuk hissedenlerin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlarım!

Okuduğunuz için teşekkürler, yararlı olmasını dilerim; yorumlarınızı bekliyorum.

Elif Turgut

KAYNAKLAR

1. Ulusoy, A. (2003). Gelişim ve Öğrenme. Ankara: Anı Yayınları.

2. Selçuk, Z. (2001). Gelişim ve Öğrenme. Ankara: Nobel Yayınları.

3. Yücel, M. (2004). Gelişim ve öğrenmenin spor kültürünün oluşmasına etkisi. Doğu Anadolu Bölgesi Araştırma ve Uygulama Merkezi, DAUM Dergi, 2(3):100-108.

4. Ergun, N., Baltacı, G. (2009). Spor Yaralanmalarında Fizyoterapi ve Rehabiliasyon Ankara: Pelikan Kitabevi.

5. American College of Sports Medicine (ACSM) Guidelines, erişim: http://acsm.org/about-acsm/media-room/news-releases/2014/01/08/one-in-four-adolescents-meet-physical-activity-guidelines.

669 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page